Dortmund’un sezon başında İspanyol ekibine 103 milyon Euro + %30 bonus karşılığında sattığı Bellingham’a ödenecek bonus miktarını final maçı belirleyecek. Yüzde 30’luk bonus 30.9 milyon Euro’ya denk geliyor ve bunun 25 milyon Euro’luk bölümü Real Madrid’in La Liga ve Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kapsıyor. La Liga’da şampiyonluğu garantileyen Madrid, UEFA Şampiyonlar Ligi’ni de kazanırsa Dortmund 25 milyon Euro kazanacak. Buna karşın sarı siyahlılar kupayı kazanırsa UEFA’dan alacakları şampiyonluk tutarı 20 milyon Euro olacak. Kısacası Borussia Dortmund, 1 Haziran’da Londra’daki Wembley Stadı’nda oynanacak final maçından her türlü kazançlı çıkacak.
Granit'in hiç Xhaka'sı yok
Bayer Leverkusen bu sezon önce Bundesliga’yı kazandı ardından UEFA Avrupa Ligi’nde finale çıktı. Bu tarihi başarılarda en büyük pay sahibi olan isimlerden biri Granit Xhaka... Bayer Leverkusen, 59 yıldır Portekiz ekibi Benfica’ya ait 48 maçlık yenilmezlik rekorunu kırarken Arsenal’den transfer edilen Xhaka performansıyla adeta yeniden doğdu. 20 Mayıs 2023 tarihinde oynanan Nottingham Forrest-Arsenal maçından beri yenilgi yüzü görmeyen Kosova asıllı İsviçreli futbolcu, Leverkusen ile 49 maçlık bir seriye imza attı. Çoğu zaman yanlış anlaşılsa da sahada liderlik eden örnek bir oyuncu olan Xhaka, Roma ile oynadıkları Avrupa Ligi yarı final rövanşında tam 10 defa gol şansı yaratarak UEFA Avrupa ve Şampiyonlar Ligi’nde bir maçta bu sayıya ulaşan ikinci oyuncu oldu.
Harry Kane'in makus talihi
Tottenham'da geçen kupasız yılların ardından Bayern Münih’e transfer olan Harry Kane, profesyonel kariyerindeki 14. sezonda da kupa kazanamadı. Bayern Münih bu sezon mücadele ettiği 4 kulvarda birden hedefine ulaşamazken Kane, bu kupalarda oynadığı 45 maçta 44 gol, 12 asist gibi olağanüstü bir skor üretimi yapmasına rağmen hiçbirinde şampiyonluk sevinci yaşayamadı. Altyapıdan itibaren neredeyse 20 yıl forma giydiği Tottenham’da üç kez kupa finali kaybeden 30 yaşındaki Kane, 89 maçta 62 gol katkısı yaptığı İngiltere Milli Takımı ile de bugüne kadar bir kez bile kupa kazanamadı. Kupa hasretine Almanya’nın ‘kupa canavarı’ Bayern Münih’te son vermesi beklenen İngiliz futbolcunun mâkus talihi bu sezon da değişmedi.
Avrupa'nın en yaşlıları arasındayız
Ülke futbolu olarak hem gelişim hem de oyun anlamında Avrupa’nın oldukça gerisindeyiz. Genç oyuncu yetiştirmekten uzak olduğumuz kadar kariyerinin son demlerini yaşayan isimleri de transfer etme konusunda son derece ilerdeyiz. Bunun son örneklerinden biri de yaş ortalamaları. Türkiye Süper Ligi 28,5 yaş ortalamasıyla Avrupa’nın en yaşlı üç ülkesinden biri. İlk iki sırayı 28,6 Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi alırken Türkiye bu alanda üçüncü olarak yer alıyor. Süper Lig ekipleri arasında en yaşlı takımlar ise 30 yaş ortalamasına sahip olan Sivasspor ve Gaziantepspor.
Konferans Ligi'nin sürpriz kralı
Karagümrük yarı final rövanş maçında rotasyona giderek ligde kalmayı düşündüğünü net bir şekilde gösterdi ancak oyun olarak karşılaşmanın ilk yarısında Trabzonspor’a göre son derece iyi bir performans ortaya koydu. Saha kenarındaki Abdullah Avcı da zaman zaman verdiği tepkilerle oyuncularının hücumdaki etkisizliğine oldukça sinirlendi.
10 DAKiKALIK FIRTINA
İkinci yarı ile birlikte Abdullah Avcı takımı daha önde konumlandırıp alanı daraltınca hem Karagümrük’ün çıkmasını engelledi hem de oyunu genişletti. Özellikle Visca’nın çizgiye inip Meunier’in öne çıkması Onuachu’nun markajdan kurtulmasını sağladı ve bu da beraberinde golü getirdi. Gol sonrasında yine ilk yarıdaki oyununa dönen Trabzonspor, Onuachu’nun sakatlanıp çıkması sonrası kanatları biraz daha fazla kullanmaya başladı. Bardhi’nin asistinde Fountas topu ağlara gönderince Trabzonspor oldukça rahatladı. Umut Bozok ise finalin diğer isminin Trabzonspor olduğunu attığı iki golle perçinledi. Çok kötü geçen bir sezonu hem lig üçüncülüğü hem de Türkiye Kupası’yla tamamlama şansını yakalayan Trabzonspor için artık tek rakip Beşiktaş...
MEUNiER FARK YARATIYOR
Bu sezon Trabzonspor formasıyla 15. maçına çıkan Thomas Meunier Karagümrük karşısında 6. asistini yaptı. Onun ileri çıkışları bordo mavili takımın hücumlarına önemli bir kalite katıyor. Sezonun Trabzonspor adına en iyi isimlerinden biri olan Enis Bardhi ile birlikte onun da kısa sürede verdiği katkı son derece kritik.
Real Madrid, sezonun bitimine 4 hafta kala La Liga’da şampiyonluğunu ilan etti. Öte yandan UEFA Şampiyonlar Ligi’ni de kazanmaya oldukça yakınlar...
Bizim için en özel tarafı bu başarıların içinde Arda Güler’in de olması. Candaş Tolga Işık’a verdiği ilk röportajını Kafa Sports’ta baştan sona izledim. Şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki; Arda o çocuksu masumiyetine Real Madrid kültürünü çabucak eklemiş.
Onun Real Madrid’e transferi sonrası aklıma ilk olarak Martin Odegaard gelmişti. Madrid’e geldiğinde 15-16 yaşlarındaydı ve dünyanın en iyi oyuncularından biri olacağına dair sayısız yazılar yazılıyordu. Arda gibi iyi bir solak ve özel yeteneklere sahipti. İstediği süreleri alamadığı zamanlar da oldu, yakaladığı fırsatları değerlendiremediği anlar da. Tüm bunlar onu zorlu bir yolculuğa çıkardı. Heerenveen, Vitesse ve Real Sociedad transferleri onu yetişkinlerin sert dünyasına götüren süreçler oldu. Ve Arsenal onun gelişimini görerek kadrosuna kattı.
Arda'ya bakınca çok daha şanslı olduğunu söyleyebilirim. Odegaard, Real Madrid soyunma odasında arkadaş edinmenin çok zor olduğunu söylemişti. Arda için durum tam tersi. O daha şimdiden takımın tüm oyuncuları tarafından “Abi” olarak çağrılıyor. Madrid’de başarılı olmak büyük bir meydan okumadır.
6 ay boyunca sakatlıklarla uğraşmak ve sonrasında verilen küçük fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmak. Arda Güler’in yaptığı çok zor bir iş.
Sabır, bu gibi durumlarda en iyi danışmandır ve görüyoruz ki Arda bu sabrı sonuna kadar gösterme konusunda son derece kararlı. Yolun sonuna kadar açık olsun Arda Güler.
FABREGAS SERiE A’YA DOĞRU
Futbolu bıraktıktan sonra saha kenarına geçen ve teknik direktör olma yolunda çalışmalarını sürdüren Cesc Fabregas büyük bir başarıya imza atmak üzere. Kasım ayında Serie B ekibi Como’nun başına geçen Fabregas kısa sürede takımı Serie A yoluna sokmayı başardı. 2003 yılından beri Serie A’dan uzak kalan Como bitime iki hafta kala Parma’nın ardından ikinci sırada ve mutlu sona çok yakın. Temmuz 2023’te bu köşeden ‘Parma yeniden doğuyor’ başlıklı bir yazı yazmıştım. Amerikalı girişimci Kyle Krause tarafından satın alındıktan sonra bir proje takımına dönüştürülen ve bilimsel veriler ışığında çalışan Parma hak ettiği yere geri döndü. Bakalım bu çalışmalar Serie A’da bambaşka bir Parma izlememizi sağlayacak mı?
Trabzonspor, Türkiye Kupası’nda Karagümrük ve hemen ardından Süper Lig’de Gaziantep maçlarını kazanırken Paul Onuachu’nun dönüşü ve takımın ileride ona istediği topları atması skora büyük etki etmişti. Samsunspor karşılaşmasında bu oyun planı özellikle kanatların o maçlara göre etkisiz kalması nedeniyle işlemedi. Buna savunmadaki zafiyet de eklenince ilk yarım saatte skor tabelası 2-0’lık Samsunspor galibiyetini gösteriyordu. Bardhi’nin golü sonrası canlanır diye beklenen Trabzonspor Fernandez’in kendi kalesine attığı golle soyunma odasına 3-1 geride gitti. İkinci bölümde Trabzon tıpkı ilk yarıda olduğu gibi yüzde 70’lik oranla topa sahip olmasına rağmen üretmekten çok uzaktı.
PEPE YOKLARI OYNADI
Orta sahada Pepe’nin 80 dakika yokları oynaması, Bardhi dışında oyuna reaksiyon veren kimsenin olmaması Karadeniz derbisinde Trabzonspor için sonucu belirleyen faktörler oldu. Samsunspor ise rakibe uyguladığı baskının sonuçlarını iyi değerlendirerek kolay bir galibiyet elde etti dersem abartmış olmayız. Rakibin topa sahip olmasına izin verip baskıyla hataya zorlaması maçı ilk 45’te bitirmelerini sağladı. Samsunspor, maç öncesi tribünlerde yapılan “Kuzeyin Kralı” koreografisinin hakkını iyi oyunuyla vermiş oldu. Trabzonspor’un oyun olarak gelişme göstermeyip geriye doğru gitmeleri (takımda mutlaka revizyonlar olacaktır) gelecek sezon adına da şimdiden soru işaretlerini beraberinde getiriyor.
<iframe width="596" height="369" src="https://www.youtube.com/embed/sir9eQrL8aA" title="Olivier Ntcham: Süper Lig için boks antrenmanı lazım | En golcü Icardi ama en iyisi Dzeko | QUIZ" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture; web-share" referrerpolicy="strict-origin-when-cross-origin" allowfullscreen></iframe>
Newcastle United’ın genç golcüsü Anthony Gordon bu sezon çıktığı 45 maçta 11 gol, 10 asistlik performans sergilerken hiç sakatlık yaşamadı. Premier Lig’de takımların en çok şikayet ettikleri şey olan sakatlıklar hakkında en çarpıcı açıklama 23 yaşındaki Gordon’dan geldi. Genç oyuncu konuyla ilgili, “Hiç ağırlık antrenmanı yapmıyorum. Kulüpteki diğer oyuncular bunu yapıyor. Oyunum gerçekten buna bağlı değil ve sadece yeterince koştuğumuzu düşünüyorum. Muhtemelen ağırlık çalışmak beni daha güçlü yapardı. Daha hızlı ve daha patlayıcı olurdum ancak daha fazla sakatlık yaşayabilirdim. Benim için bu sonuca değmez” diyor ve devam ediyor:
ESNEME, YOGA VE BUZ BANYOSU TERCiH EDiYOR
“Teknik direktörümüz Eddie Howe ve kulübün performans personeli, spor salonundaki ağırlık kaldırma çalışmalarını bıraktırdığı için mutluyum. Orada olmayı sevmediğimi biliyorlar. Sadece beni iyi hissettiren şeyleri yapmayı seviyorum ve bu sayede hiç sakatlık yaşamadım. Antrenmanlardan önce ve sonra esneme yapıyorum. Çoğunlukla yogayı tercih ediyorum. Buz banyosunu, havuzu ve esneme hareketlerini seviyorum.”
Gordon’un bu sözleri Premier Lig’de ağırlık antrenmanı ve yarattığı sakatlıklarla ilgili uzun süredir devam eden bir tartışmayı yeniden alevlendirdi.
Şimdi cevaplanması gereken en önemli soru bu işin doğrusunu Anthony Gordon mu yapıyor yoksa diğerleri mi?
KLOPP ‘BiTTi’ DEDi AMA SALAH BiTiRMEYECEK
Liverpool’dan sezon sonu ayrılacağını açıklayan teknik direktör Jürgen Klopp ve Muhammed Salah arasında yaşanan tartışmanın yankıları sürüyor. West Ham ile 2-2 berabere kaldıkları maç sırasında Klopp ve Salah sert bir tartışmaya girerken, araya giren Nunez ikiliyi yatıştırmıştı.
Klopp konuyla ilgili detay vermekten kaçınırken “Soyunma odasında bu konuyu konuştuk ve benim için mesele kapandı, hepsi bu” demişti. Salah ise “Beni konuşturmayın. Konuşursam buralar yangın yerine döner” diyerek konunun uzun süre gündemde kalacağının sinyallerini verdi. Oyuna sonradan girmeyi kendine yediremeyen Salah’ın bu yaz tıpkı Klopp gibi Liverpool’dan ayrılması bekleniyor.
Merseyside derbisinde Everton’a 2-0 kaybeden Liverpool, Premier Lig şampiyonluğunu da tehlikeye soktu. Sezon sonunda kulüpten ayrılacağını açıklayan Klopp hem taraftarları hem futbolseverleri oldukça üzmüştü.
Yaşanan pes peşe sakatlıklara rağmen gençlerin gösterdiği performans ve takımın tüm kulvarlarda elde ettiği başarılar sonrası görüşler Klopp’un muhteşem bir vedaya imza atacağı yönündeydi. Ancak önce Lig Kupası ardından UEFA Avrupa Ligi’nden eleniş tüm gözleri Premier Lig şampiyonluğuna çevirmişti. Orada da benzer tablo devam edince beklenen muhteşem veda hüzünlü bir ayrılığa doğru ilerliyor.
KLOPP'UN YERİNİ BİR GUARDIOLA TAKİPÇİSİ Mİ ALACAK?
Klopp sonrası yeni dönemde Liverpool’u kimin çalıştıracağı şimdiden merak konusu. Taraftarlar Bayer Leverkusen ile destansı bir şampiyonluğa imza atan eski oyuncuları Xabi Alonso’yu takımın başında görmek istiyor. Kulübün Amerikalı sahipleri ise çok farklı bir isim üstün de duruyor o da; Feyenoord teknik direktörü Arne Slot...
Hollandalı teknik adamın en büyük özelliği ise sıkı bir Guardiola takipçisi olması. Hem oyun felsefesi hem de sahadaki duruşuyla ondan esinleniyor. Sahadaki hamleleri de skor ne olursa olsun onun cesaretinin en önemli göstergelerinden.
144 MAÇTA 2.13 PUAN ORTALAMASI
2021-22 sezonunun başında Feyenoord’un başına geçen 45 yaşındaki teknik direktör, kırmızı beyazlı ekibin başında çıktığı 144 karşılaşmada 2.13 puan ortalaması tutturdu. Arne Slot, Feyenoord ile geçen sezonu ligde şampiyon olarak tamamlarken, 2023-24 sezonunda da takımı ile Hollanda Kupası’nı ka zanma başarısı gösterdi.
Beşiktaş’ın kazandığı haftada Kayseri deplasmanından 3 puanla dönmek üçüncülük adına Trabzonspor için son derece önemliydi. Abdullah Avcı’nın takımı topa sürekli sahip olmak yerine hızlı ve uzun toplarla etkili olmaya çalıştı. Kayserispor daha çok topa sahip olan taraf gibi gözükse de onlar da bal yapmayan arı misali üretkenlikten uzak bir görüntü içerisindeydi.
Trabzonspor hücumda Onuachu’nun yokluğunu fazlasıyla arıyor. Dün özelinde Enis Destan ilk defa çok iyi bir pivot forvet performansı sergiledi. Çok şık bir kafa vuruşuyla perdeyi açan Enis, 58’de kaleci Uğurcan’ın uzun topunu kafayla Pepe’ye indirerek ikinci golün asistini yaptı. Enis böylece Süper Lig kariyerinde ilk kez bir maçta 1 gol, 1 asist yapmış oldu.
SAVUNMA iYi, HÜCUM VASAT
Pepe'nin, golü kadar serbest adam rolünde iyi işler yapmaya devam etmesi gelecek sezonun Trabzonspor’u adına son derece önemliydi. Takım savunmasında her hafta üstüne koyan bir Trabzonspor olduğunu söyleyebiliriz. Ancak hücumdaki üretkenlik konusunda hâlâ istenen seviyede değiller. Kayserispor karşısında da bunu fazlasıyla hissettirdiler. Sezonun kalan bölümünde savunma olarak daha iyi bir Trabzonspor göreceğimizden kuşkum yok ama sonuca gitme konusunda aynı şeyleri söylememiz pek mümkün değil. Bakalım kalan haftalar hücumda daha farklı bir Trabzonspor görebilecek miyiz?
2002-2008 yılları arasında Fransa Ligi deyince akla ilk gelen takım Olympique Lyon’dan başkası değildi. O yıllarda üst üste 7 Fransa 1. Ligi şampiyonluğu, 1 Fransa kupası ve 1 Fransa Lig Kupası kazanan kulüp, sonrasında tam anlamıyla bir çöküş dönemi içine girdi ve Fransa’da PSG dönemi başladı.
Üst üste gelen şampiyonluklar ve maddi anlamdaki gücüyle PSG ligi domine ederken, Lyon şimdilerde teknik direktör Pierre Sage ile o özlenen dönemlere dönüş sinyalleri vermeye başladı. Sezon başında 7 maçta sadece 1 galibiyet alan Fabio Grosso ile yollarını ayıran kulüp, yerine getirdiği Sage ile beklenmedik bir çıkış yakaladı. 17 lig maçında 11 galibiyet elde eden Sage, takımı son sıradan alıp 7. basamağa yükseltmekle kalmadı Fransa Kupası’nda da finale taşıdı. Kariyeri boyunca scout, sportif direktör, altyapı antrenörü ve gençlik gelişim koordinatörü olarak çeşitli görevler yapan 44 yaşındaki Sage, Lyon tarihindeki en yüksek galibiyet yüzdesini (%64.7) yakalayan isim oldu.
GERi DÖNÜŞ DEYiNCE SAGE
Fransız teknik adamın bu sezon alametifarikalarından biri de pes etmeyen bir Lyon’u ortaya çıkarması oldu. Lyon bu sezon geriye düştüğü 6 maçta da unutulmaz geri dönüşlere imza atarak sahadan galibiyetlerle ayrıldı. Son oynadıkları Brest maçını 3-1’den 4-3’e getirmeleri Fransa’da 44 yaşındaki Sage’ye olan ilgiyi daha da artırdı. Onun gelişiyle birlikte, geriye düşse de asla pes etmeyen bir Lyon oluştu. Bu ruh tribünlere de yansıdı. Artık her maç taraftarın gücünü de arkasına alarak daha istekle oynayan bir Lyon görmek mümkün.
SAHADA ROCK STARLAR GÖRMEK iSTiYOR
Pierre Sage takımına daha modern ve agresif bir futbol oynatırken sahada çello değil elektro gitar çalan oyuncular görmek istiyor. Bu mantalite akla ilk olarak Jürgen Klopp’u getirse de Sage tam bir Pep Guardiola ve Marcelo Bielsa hayranı. ‘Konumsal oyun’ Sage’nin olmazsa olmazı. Elde ettiği şansı iyi değerlendiren ve temmuz ayında Pro lisansına kavuşacak olan Sage için işler yavaş başladı ancak oyun tarzı kadro tarafından hemen benimsendi.
KOLEKTiF ÇALIŞMA VE ÖZGÜRLÜK
Sage, Lyon’un eski teknik direktörleri Laurent Blanc’ın temkinli yaklaşımından ve Fabio Grosso’nun belirsizliğinden çok daha fazlasına sahip. Teknik direktör olarak açık sözlü bir liderden ziyade ciddi bir taktikçi, bir konuşmacıdan çok inşa edici. Takımlarını kolektif çalışma, yoğunluk ve aynı zamanda yaratıcı özgürlük üzerine kurgulayan Sage, Lyon’da yeni bir çağın başlangıcı olacak mı hep birlikte göreceğiz.
