Mete Tamer Omur

Sakız ağacı Ege’nin Efe’si gibi!

1 Eylül 2023
Alaçatı’nın özellikle yaz aylarında sokaklarını damla sakızı kokusunun sardığını söyleyen şef Hüseyin Pancar, bu kokunun da kimi zaman tencerede pişen muhallebiden, kimi zaman da yemek sonrası içilen likörden geldiğini paylaşıyor ve ekliyor: “Sakız ağacı Ege’nin Efe’si gibi... Köklendiği yeri güzelleştiren bir doğası var.”

 

“SAKIZ Adası’nın gözyaşları Çeşme Yarımadası’nda mutluluğa dönüşüyor” diyen şef Hüseyin Pancar, Sakız Kokan Tarifler’in bu sayıdaki konuğu... Doğma büyüme Alaçatılı olan Pancar’la hem damla sakızının hikayesini, hem de Alaçatı’yı konuştuk. Tabii Hüseyin Pancar gibi başarılı bir şeften damla sakızlı bir tarif almadan da olmazdı. Hüseyin şef sizler için ‘damla sakızlı balık suyuyla granyöz’ yaptı.

SOKAKLARI DAMLA SAKIZI KOKAR
Şef Hüseyin Pancar, Yunan tarihinde 2 bin 500 yıllık geçmişi olan damla sakızının Ege’nin de çok kıymetli inci tanesi olduğunu söylüyor. ‘Çeşme’ denince de ilk akla gelenin damla sakızlı kurabiye, lokum ve Türk kahvesi olduğunu paylaşan Pancar, Çeşme’den başka bir şehre misafirliğe gidilirken bunlardan mutlaka birinin hediyelik olarak çantada yerini aldığını aktarıyor.
2013’ten bu yana Alaçatı’nın tam kalbinde yer alan Alavya Otel’de şef olarak çalışan, bu şirin beldeyi ‘Rum ve Türk kültür mozaiğinin birleştiği, tarihi esintilerini her köşesinde görebileceğiniz, dünyanın birçok yerinden merak edilip keşfedilmeye gelinen Ege’nin tatlı bir durağı’ olarak tanımlayan Hüseyin Pancar, bu şirin lokasyonda özellikle yaz aylarında sokakların damla sakızı koktuğunu anlatıyor ve ekliyor:


Yazının Devamını Oku

Ürettiği özgün seramiklerle dünya sofralarında yerini aldı

1 Eylül 2023
 Hem ürettiği özgün seramik sofra eşyalarıyla, hem de çocuklar ve kuşlar için yaptığı çalışmalarla tanınan Serap Yurdaer Erboy, Alaçatı’nın öneli bir değeri. Yeni Zelanda’da İtalya’ya dünyanın dört bir yanında eserleri sofraları süsleyen Erboy, bunu daha da yaygınlaştırmak istiyor. Bir başka hedefi ise çocuklara daha fazla zaman ayırmak ve Alaçatı sulak alanındaki kuşların varlıklarına devam etmesi adına çalışmalar yürütmek.

 

KİMİ zaman günün koşuşturmacasından uzaklaşıp nefes almak adına, kimi zaman da boş zamanımızı değerlendirmek için çeşitli hobiler ediniriz. Tabii ‘hobi’ deyip geçmemek gerek, çünkü yarın bunun neye ya da nereye evrileceğini bilemeyiz. Öyle ki birçok girişimin fitilini işte bu hobiler ateşliyor. Tıpkı Serap Yurdaer Erboy’un seramik hobisini yıllar sora işi yapması gibi... Yerleştiği Alaçatı’da kurduğu atölyesinde tasarlayıp ürettiği sofra eşyalarını bugün dünyanın dört bir yanına gönderen Erboy, bir yandan hiçbir parçanın bir diğer eşi olmayan özgün eserler üretiyor, öte taraftan da Alaçatı Azmağı’ndaki kuş türlerinin yok olmaması için emek veriyor. Alaçatı Arts & Crafts Serap Yurdaer Ceramics’in kurucusu Serap Yurdaer Erboy’la hem hobisinin işine dönüşmesi serüvenini, hem de kuşlar ve çocuklar için yürüttüğü çalışmaları konuştuk.

YOL GÖSTEREN KİTAP
Erboy, 1966’da Almanya’da doğmuş, eğitimini tamamladıktan sonra 1982’de İzmir’e dönmüş. Ardından, turizm sektöründe uzun yıllar devam eden meslek hayatı başlamış. 1993’te hobi olarak seramikle tanışmış. Profesyonel seyahat danışmanı olarak hizmet verdiği yıllarda, mesleki birikimiyle, popülaritesi artan Alaçatı’yı ziyaret eden konuklara ve bölgede yaşayanlara yol gösterici nitelik taşıyan ‘Alaçatı Gezi Rehberi’ni Türkçe ve İngilizce olarak yayımlamış. 2000’li yılların başında emekli olan Serap Yurdaer Erboy, Alaçatı’ya yerleşme kararı almış.

HOBİSİNİ İŞİ YAPTI

Yazının Devamını Oku

Sanatın abartma özelliği ‘Mübalağa’da yeniden şekillendi

31 Ağustos 2023
İzlediğiniz film, reklam ya da dizinin bir sahnesinde erimeyen dondurma ya da uzay gemisi görürseniz bunun mimarı Gonca Dicle Akça Gonca olabilir. Zira o, Türkiye’deki sayılı prop sanatçılarından biri. Tiyatro, sinema, TV ve diğer canlandırma projelerinde kullanılan nesneleri tasarlayan ve yapan Gonca, prop yapımında daha ilginç ve yenilikçi çalışmalar ortaya koymayı hedefliyor.

 



FARKLI olanın peşinden gitmek, herkesin gittiği yoldan gitmemek ya da ilklere imza atmak... Bu ve bunun gibi birçok özellik sizi çalışma hayatında apayrı noktalara taşıyabilir. Gonca Dicle Akça Gonca da birçoğumuzun adını bile duymadığı ‘prop sanatı’ ile bu farkındalığı gerçekleştirmiş. Kuşadası’nda yaşayan ve eşi Özgür’le kurduğu ‘Atölye Mübalağa’ ile tiyatro, sinema, TV ve diğer canlandırma projeleri için kimi zaman gerçekçi yapay bitkiler, kimi zaman ise insan bedeni tasarlıyormuş. Sıradışı tasarımlara imza atan Gonca Dicle Akça Gonca ile hem kariyer yolculuğunu, hem bu sanatla yolunun kesişme serüvenini, hem de yarınlara ilişkini planlarını konuştuk.

 

DEĞERLİ MATERYALLERİ İŞLEDİ

Yazının Devamını Oku

Boş vermedi, ‘koyver’di!

20 Ağustos 2023
İnsanları çok seven ve onlara bir şeyler tattırmayı kendine amaç edinen, “Şule nefis olmuş” sözüyle de motive olan Şule Ok, Ankara’dan geldiği Bodrum’da yeni bir maceraya atılmış. İlk mekanını 5.5 yıl önce açan, ikincisi için de gün sayan Ok’un hedefinde 3 yıl sonra 3’üncü restoranı açmak var.

 

 

GİRİŞİMCİ dediğin net olur: Hedefini belirler, adımını atar ve tüm riskleri göze alarak girişimini hayata geçirir. Ve sonrası büyük mücadele... Şule Ok için de, “Bu felsefeyi benimsemiş bir iş insanı” dersek yanlış olmaz. Yıllarca medikal sektöründe çalıştıktan sonra, “Bodrum’a gidip restoran açacağım” demiş ve bunun için aylarca bir mekanda hem meze yapmış, hem de bulaşık yıkamış. Günün sonunda ise bu sabrını ‘Koyver Bodrum’u açarak mükafatını almış. Şimdilerde ise ‘Eve’s Bodrum’ ismiyle ikinci noktayı Yalıkavak ile Gümüşlük arasında bir lokasyonda açmaya hazırlanan Şule Ok’la girişimcilik hikayesini konuştuk, yarına dair planlarını dinledik.
18’İNDE SÜPÜRGE SATTI
1987 Rize doğumlu olsa da Ok’un çocukluğu ve gençliği Ankara’da geçmiş. Lise bittiğinde hemen çalışma hayatına adım atmış. O süreçte üniversite eğitimini maliye üzerine alıyormuş. 6 yıl medikal sektöründe çalışmış. “Çalıştığım şirket öyle deneyimsiz ve genç birini işe almıyordu. Ben de oraya girmeden önce o şirketin yan kuruluşundan kapı kapı dolaşıp süpürge sattım. Tabii bunu babamdan gizli yaptım. Çünkü süpürge sattığımı öğrense kıyamet kopacaktı. Burada elde ettiğimi başarı bana medikal sektöründe çalışmanın kapılarını açtı. Yoğun iş temposuyla birlikte üniversite eğitimimi devam ettiremeyince maliyeyi bıraktım” diyor.
MUTFAKLA GÜÇLÜ BAĞI VAR
Ama 6 yıllık iş deneyiminin ardından bu kez üniversite okumaya karar vermiş ve bu kez Kocaeli Üniversitesi’nde işletme üzerine eğitim almış. Bu süreçte ise aklının hep bir köşesinde Bodrum’a yerleşme fikri varmış. Okulu bitirdikten sonra bir gece saat 03.00’te valizini toplayıp Bodrum’a gitmiş. Bodrum’a gelme nedeni burada bir restoran açmak üzerineymiş. “Yemek yapmayı çok seviyorum. Babam da yemek yapmayı çok sever. Mesleğiyle ilgili değil, o aslında kuyum ustası. Ama pazarları birlikte mezeler hazırlardık. Rakı aşığı biriyim. Benim için ayrı bir kültür” diyen Şule Ok, 2 ay boyunca hayalindeki mekanı açmak adına Bodrum’da dükkan bakmış.

Yazının Devamını Oku

Boş vermedi, ‘koyver’di!

19 Ağustos 2023
İnsanları çok seven ve onlara bir şeyler tattırmayı kendine amaç edinen, “Şule nefis olmuş” sözüyle de motive olan Şule Ok, Ankara’dan geldiği Bodrum’da yeni bir maceraya atılmış. İlk mekanını 5.5 yıl önce açan, ikincisi için de gün sayan Ok’un hedefinde 3 yıl sonra 3’üncü restoranı açmak var.

 

 

GİRİŞİMCİ dediğin net olur: Hedefini belirler, adımını atar ve tüm riskleri göze alarak girişimini hayata geçirir. Ve sonrası büyük mücadele... Şule Ok için de, “Bu felsefeyi benimsemiş bir iş insanı” dersek yanlış olmaz. Yıllarca medikal sektöründe çalıştıktan sonra, “Bodrum’a gidip restoran açacağım” demiş ve bunun için aylarca bir mekanda hem meze yapmış, hem de bulaşık yıkamış. Günün sonunda ise bu sabrını ‘Koyver Bodrum’u açarak mükafatını almış. Şimdilerde ise ‘Eve’s Bodrum’ ismiyle ikinci noktayı Yalıkavak ile Gümüşlük arasında bir lokasyonda açmaya hazırlanan Şule Ok’la girişimcilik hikayesini konuştuk, yarına dair planlarını dinledik.

* İlk restoranını açma sürecinde isim arayışına giren Şule Ok, “Radyoda bir şarkı çalıyordu. Bir arkadaşım, ‘Şu şarkıyı dinle ve içinde geçen bir kelimeyi seç’ dedi. Sıla’nın bir şarkısı. O sırada ‘Koyver’ dönmeye başladı. İşte o an isim çıkmış oldu. Birçok şarkıda da geçiyor. Bu şarkılar da meyhane kültürüne uygun” diyor.

18’İNDE SÜPÜRGE SATTI

Yazının Devamını Oku

Bu ağacın gözyaşları çok şey anlatıyor

18 Ağustos 2023
Sakız ağacının güzel ve kendine özel bir karakteristiğinin olduğunu paylaşan Semen şef, “Haysiyeti yüksek bir ağaç olan sakız, tam bir Egeli... Dik başlıdır, ona hoyratça davranamazsınız. Ama yine bir Egeli gibi merhametlidir, çalışkandır, cefakardır” diyor.

 




SAKIZ ağacından elde edilen bir tür reçine olan damla sakızı hiç kuşkusuz hem dünyada, hem de Türkiye’de yüksek ekonomik değeri olan bir ürün... Ham ve işlenmiş olarak birçok sanayi kolunda ve sektörde yararlanılan damla sakızı yüzyıllardır pek çok rahatsızlığın tedavisinde kullanılmak üzere geleneksel tıbbın içinde de yerini almış. Günümüzde de sağlık sektöründe önemli bir yeri bulunuyor. Aynı şekilde aromasıyla gıda sektörünün de vazgeçilmezlerinden. Dünyada ağırlıklı olarak adını da aldığı Sakız Adası’nda yetiştirilen, Türkiye’de ise Çeşme’yle özdeşleşen damla sakızını anlatamaya devam ediyoruz. Ve Sakız Kokan Tarifler’in bu haftaki konuğu da tam bir sakız ağacı aşığı olan şef Semen Öner... Sakıza olan sevdasını konuştuğumuz Semen şef, ‘Damla Sakızlı Enginarlı İncik’ tarifini bizlerle paylaştı.



Yazının Devamını Oku

Acısıyla tatlısıyla ‘arka bahçemin renkleri

18 Ağustos 2023
Noni’s House’un kurucusu Selin Solmazer, yıllar içinde geliştirdiği tariflerden Cunda Adası’nda geçirdiği çocukluğuna, New York’ta bir fine dining restoranda edindiği deneyimden yaşamına birçok konuyu ‘Arka Bahçemin Renkleri’ isimli kitapta toplamış. Kitabın geliri ise öğrencilere burs olacak.




SELİN Solmazer, yıllar önce sigortacılık sektöründe çalıştığı sırada babasının rahatsızlığıyla birlikte ailesine daha fazla vakit ayırmak adına kendi işini kurmaya karar vermiş bir girişimci. Bu kararla birlikte yaptığı araştırmalar Solmazer’in karşısına bağcılığı çıkarmış. Doğayla da iç içe olması nedeniyle 2005’te Çeşme Ovacık’ta şaraplık üzüm üretimi içi harekete geçmiş. Süreç içinde buna butik konseptte zeytin ve zeytinyağı da ekleyen Selin Solmazer, üretim halkasına en son Noni’s House markasıyla da restoranı dahil etmiş.



Yazının Devamını Oku

İlkinde olmadı ama ikincisinde hedefine ulaştı

18 Ağustos 2023
Sürdürülebilirlik alanında çalışmalar yapan Aslı Albayrak, hem bu alandaki çalışmalarını, hem de vegan beslenme anlayışını harmanlayarak kendi hikayesini yazmış. Yakın zamanda arkadaşıyla birlikte Vegata Cafe’yi açan Albayrak, bu alanda doğaya ve dünyaya zarar vermeden büyümeyi hedefliyor.




HEMEN hemen herkesin bir hayali ve hedefi vardır. Kimi Ege’de bir kasabada yaşamak ister, kimi güzel bir mesleği olsun ister, kimi de küçük bir kafesi... Bu hayalleri gerçekleştirmek için ise adım atmak en önemlisi. Hayal kurup, sonra da bunun için emek verip hayata geçirmek de girişimciliğin doğasında var olan bir şey. Aslı Albayarak da her ne kadar yıllar önce kendi işini kurma hayali için adım atıp ardından vazgeçse de seneler sonra hayat tekrar ona bu kapıyı açmış ve Alaçatı’da Vegata Cafe’yi hayata geçirmiş. Albayrak’la hayalden gerçeğe uzanan girişimcilik serüvenini konuştuk.

YILLARCA KURUMSALDA KARİYER
Doğma büyüme İzmirli olan Aslı Albayrak, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Halka İlişkiler ve Tanıtım Bölümü mezunu ve aynı alanda da yüksek lisans yapmış. Üniversitenin ardından da profesyonel iş hayatına atılmış. Kurumsal iletişim alanında İzmir’deki büyük holdinglerde çalışan Albayrak’ın yolu yıllar sonra Çeşme’ye çıkmış. Çeşme Belediyesi’nde bu kez kurumsal iletişim üzerine kariyerine yön veren Aslı Albayrak, burada da başta Alaçatı Ot Festivali ve Çeşme Festivali olmak üzere yıl boyunca yapılan 9 etkinliğin organizasyonu ile sinema, tiyatro, konser, bisiklet yarışı, satranç turnuvası gibi etkinlikleri yönetmiş.

* Vegata ismi aslında vegan tatlardan geliyor. Aslı Albayrak, “Vegan besleniyoruz dediğimizde sanki tatsız tuzsuz şeyler tüketiyormuşuz gibi bir algı var. Biz bu algıyı da yıkmak istiyoruz” diyor.

Yazının Devamını Oku