Esila’yı yaşatamadık bari vasiyetini gerçekleştirelim: Haydi organ bağışına

Onu ilk tanıdığımda 11’indeydi...

Haberin Devamı

Çaykur Rizespor’un altyapı antrenörlerinden Hakan Tüfekçi’nin kalp nakli bekleyen, küçük kızıydı. Sonra, hastanede tedavi alırken kendisi gibi nakil bekleyen hastaların duygularını da anlatan bir resim çizdi. Şöyle not düştü altına: “Organlarınızı cennete götürmeyin, onlara burada ihtiyacımız var.” O resim sayesinde nakil bekleyen başka hastaların hayatı kurtuldu. Ancak onu yaşatacak kalp, 5.5 yıl sonra geldi. Bu kez de o yorgundu. Esila Tüfekçi’yi 16’sında, hayatının baharında kaybettik. Ölümüyle bir kez daha fark ettim ki organ nakli konusunda çok cahiliz. Vefat haberi altına bırakılan komplo teorilerini okurken kanım dondu. Organ için insan öldürülmesinden tutun, organların alınış tarzına kadar... Organ bağışı hangi koşullarda yapılıyor, yıllardır organ bekleyenler ne düşünüyor? Lütfen bir okuyun.

Haberin Devamı

Esila’yı yaşatamadık bari vasiyetini gerçekleştirelim: Haydi organ bağışına
Uzun yıllar organ nakli bekleyen Esila Tüfekçi, 16 yaşında hayata gözlerini yumdu.

30 BİN HASTA NAKİL BEKLİYOR

Türkiye’de 2 bini çocuk olmak üzere yaklaşık 30 bin hasta organ nakli bekliyor. Gelin görün ki bu konuda kimimiz ya cahiliz ya konuyu önemsemiyor ya da kulaktan dolma bilgilerle hareket ediyoruz. “Maalesef en büyük sorun tam da bu. Bırakın sıradan bir vatandaşı, sağlık çalışanlarının bile tam donanımlı olduğunu söylemek zor” diyor Türkiye Organ Nakli Kuruluşları Koordinasyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Uluğ Eldegez, şöyle de devam ediyor:

Esila’yı yaşatamadık bari vasiyetini gerçekleştirelim: Haydi organ bağışına

“Kulaktan dolma bilgilerin, sosyal medyada yazılan komplo teorilerinin hepsi palavra! 30 yıldır bu alanda çalışıyorum, rahatlıkla söyleyebilirim ki bu işte gayet katı prensipler söz konusu.

TANIK GEREK

1- 18 yaşını aşmış, akli dengesi yerinde olan herkes, devlet- üniversite- özel hastaneler ile organ nakli merkezleri, il sağlık müdürlükleri, toplum ve aile sağlığı merkezlerine başvurarak, 2 tanık ile form doldurarak bağış yapabiliyor. Bu form, bakanlığın Organ-Doku Bağışı Bilgi Sistemi’ne giriliyor. Bu bilgileri kimse göremiyor. Bağışçılara, bağışçı olduğuna dair bir de kart veriliyor.

Haberin Devamı

AİLENİN İZNİ OLMALI

2- Diyelim bir kaza, bela, travma sonucu organ bağışçısının beyin ölümü gerçekleşti ve üstünden de organ bağış kartı çıktı. Yine de organlarını alamayız! Çünkü ailesinin yazılı izni şart.

VASİYET EDİN

3- Bu sebeple ciddi organ bağışçılarının evde bu konuyu eş- ebeveyn- çocukları ile konuşması, “vasiyet” olarak beyanda bulunması yerinde olur.

DOKTOR RAPORU ŞART

4- Ailenin onay vermiş olması yetmez! Yoğun bakımdaki hastanın beyin ölümü gerçekleştiğine dair nörolog, yoğun bakım uzmanı veya beyin cerrahı ortak imzalı bir rapor vermek zorunda. Bu rapor olmadan değil organ almak hastanın yakınından geçemezsiniz.

SADECE YOĞUN BAKIM

5- Organlar bağışlanmış olsa bile her ölüm sonrası organ almak mümkün değildir. Bağışçı diyelim yolda ya da evde vefat etti. Olmaz! Sadece yoğun bakım ünitesinde, solunum cihazına bağlı, beyin ölümü gerçekleşen kişilerin organları nakledilebilir.

Haberin Devamı

HER ORGAN ALINAMAZ

6- Böbrek, pankreas, karaciğer, akciğer, kalp, ince bağırsak ile kornea, kemik iliği, tendon, kalp, deri, kemik, yüz ve saçlı deri nakli yapılabilir. Ama bir şartla! Organların fonksiyonları tam olmalıdır.

İLTİMAS YOK SIRAYLA

7- Beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın organlarının kimlere nakledileceğine Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Merkezi karar verir. Yani iltimas, kayırma gibi bir durum mümkün değil, olamaz. Hastalar, bu merkezin veri tabanında kayıtlıdır. Kan- doku uyumunun yanı sıra durumun aciliyeti de göz önüne alınarak, veriler taranır ve sıradaki hastayı bilgisayar seçer. Yani organı öyle rastgele takamazsınız! Diyelim bilgisayarın seçtiği isim olmadı. “Başkasına takıvereyim” diyemezsiniz. Birinci sıradaki olmadı ise durumu, tıbbi açıklama ile bakanlığa iletmek, organı iki ya da üçüncü bekleyene göndermek zorundasınız. O sırayı kimse bozamaz!

Haberin Devamı

BİR SORU BİR CEVAP

SÜREÇLER ŞEFFAF OLURSA İŞİMİZ DAHA KOLAY OLUR

Peki sistem bu kadar sıkı ise neden bu kadar ön yargılıyız? Nereden çıktı komplo teorileri?

Öncelikle hastanenin kapısından, çatısına kadar... Doktorlar dahil tüm personeli ve tabii ki halkımızı da bu konuda eğitmeliyiz. İkinci olarak, ‘dini nedenler’ deniyor ama katılmıyorum! 30 yıldır bu alandayım din etkisi yüzde 1-2. Burada asıl sorun süreçlerin şeffaf olmamasından kaynaklı. Daha yeni yeni yoğun bakım üniteleri hasta yakınlarına açılmaya başlandı. Hastasını hiç görmeyen, onun durumu hakkında tam ve sağlıklı bilgi alamayan, hasta yakını olarak şefkat görmeyen bir kişiyi, bağışçı olmaya ikna etmek mümkün değil. İnsan bilmediğinden korkar çünkü. Üçüncü olarak da medyanın desteği çok önemli. Yazmaya devam lütfen!

Haberin Devamı

Esila’yı yaşatamadık bari vasiyetini gerçekleştirelim: Haydi organ bağışına

İNSANLARI ÖLÜME TERK ETMEYİN

Aygün Mengelli, Organ ve Doku Nakli Kuzey Marmara Bölgesi eski Koordinatörü ve akciğer nâkilli bir hasta. 3 yıl önce Antalya’da organları bağışlanan bir kadın sayesinde ölümün kıyısından döndü. Diyor ki: “Beklemenin psikolojisi çok ağır. Düşünsenize ölümle burun burunasın. Ve biliyoruz ki Türkiye’de organ bağışı çok az. Bunun bir nedeni de komplo teoriler. Bir gün, bir kadının hem de benim başında olduğum yani operasyonu en ince detayına kadar bildiğim bir vaka ile alakalı gözünü bile kırpmadan yalan söylediğine şahit oldum. Bu kadın kim bilir kaç kişiye anlattı o yalanları. Kul hakkı değil mi bu? Organ bağışı konusunda herkesin bir diyeceği var ama bilgisi yok! Rahmetli donörüm 40 gün sonra toprak olacak organları ile 9 kişiye can oldu. 34 aydır nefes alıyorum ben onun sayesinde! Ama bu görünmüyor. Kapamayın gözünüzü! İnsanları terk etmeyin ölüme!”

Esila’yı yaşatamadık bari vasiyetini gerçekleştirelim: Haydi organ bağışına

ORGANLARINIZ TOPRAK DEĞİL CAN OLSUN

Diyaliz hastası Almina’nın annesi, İyilik İçimizde Derneği Başkanı Gülay Özdemir de organ bağışı konusunda dinen çekinceleri olanlara Maide Suresinin 32. ayetini hatırlatıyor: “Kim bir insana hayat verirse o tüm cihana hayat vermişçesine sevap kazanır.” Şöyle devam ediyor: “Bilinsin ki o organ ya toprak olacak ya da can! Benim kızım 7 senedir haftanın 4 günü 5 saat diyalizde. Ne okula gidiyor ne denize girebiliyor ne dışarı çıkabiliyor. Ve bir anne olarak hiçbir şey yapamamak, çaresizce beklemek çok ağır... İnanın çok zor durumdayız! Esila... Tolga... Ferhat... Yıldız... Burçin... Her kaybettiğimiz çocuğumuz tokat gibi çarpıyor yüzümüze. Lütfen yüzleşelim bu gerçeklerle artık.”

Yazarın Tüm Yazıları