Almanya'dan gitti Türkiye güzeli oldu

Güncelleme Tarihi:

Almanyadan gitti Türkiye güzeli oldu
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 24, 2009 13:08

ALMANYA'nın Solingen kentinde doğup büyüyen Ebru Şam, "2009 Türkiye Güzeli" olduktan sonra annesi ve kız kardeşiyle birlikte yaşadığı evlerinde yarışmanın yorgunluğunu atmaya çalışıyor.

Haberin Devamı

Şam, halen Solingen’deki Friedrich List Meslek Kolejinde eğitim görüyor. Futbol oynamaktan hoşlanan güzel Ebru sıkı bir Galatasaray taraftarı. Ayrıca, ata biniyor ve tenis oynuyor. Piyano çalan güzelimiz ev yemekleri konusunda annesinden daha iddialı. Lezzetli yemekler yapıyor.


İnanç konusunda çok hassas olan Ebru, Ramazan ayında orucunu tuttuğunu ve camiye giderek ibadetini yerine getirdiğini söylüyor. Evde besledikleri Peet isimli kedileri hayatlarının vazgeçilmezi arasında yer alıyor. Günlük hayatta makyaj yapmaktan pek hoşlanmadığını söyleyen Ebru, genelde spor ama birbiriyle uyumlu giyinmekten hoşlanıyor. Mantı, sarma ve acılı çiğ köfte en sevdiği yemekler arasında yer alıyor. Hızlı araba kullanmak onun tutkusu olmasına rağmen “hızlı ama dikkatliyim” diyor. En büyük hedefi Güney Afrika’da Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmek. Evinde ziyaret ettiğimiz Ebru bizi sade döşenmiş evinde iddiasız ve rahat ev kıyafetleriyle karşıladı. Son derece sıcak ve samimi olan Ebru sorularımızı içtenlikle yanıtladı.

Haberin Devamı

Yarışmaya girme fikri kimden geldi? Seni bu yarışmaya girmen için teşvik eden oldu mu?


-Evet bir arkadaşımın isteği üzerine şansımı denemek istedim. Beni çok yakın bir arkadaşım yüreklendirdi. İnternet üzerinden başvuruda bulundum. O kadar çok katılan vardı ki doğrusu kendime şans tanımadım.


Yarışmaya kabul edildiğini öğrendiğinde neler hissettin?


-Çok heyecanlandım. Beni nelerin beklediğinden emin olmamanın korkusunu yaşadım.


Kabul sürecinden sonra neler yaşadın? Hemen Türkiye'ye mi gittin?


-12 Nisan’da elemelere katılmak için İstanbul’a gittim. 150 aday vardı. Daha sonra 50’ye indirildi. İlk 20’ye kalanlar da otomatik olarak kampa girdiler. Bunların içinde yer almak doğrusu gurur vericiydi.


Elemeler sırasında korkup geri çekilmeyi düşündün mü?


-Elemelerde çok heyecanlandım. Ancak kesinlikle geri çekilmek gibi bir niyetim olmadı. Kendime güveniyordum.


Elemeler sonrası neler oldu?


-Elemeleri kazanan 20 kız kampa alındık. Şile'de Dedeman otelde çok zorlu bir kamp süreci başladı. Diksiyondan yürümeye, oturup kalkmadan toplum önünde nasıl konuşmamız gerektiğine kadar günlük yaşamla ilgili zarafet dersleri aldık. Kampa girinceye kadar bilmediğimiz birçok şey olduğunu öğrendik. Çok tecrübeler edindik.

Haberin Devamı

Yarışmadan bir gün önce nasıl duygular yaşadın? O gece uyuyabildin mi ?


-Çok ilginç ama o gece mışıl mışıl uyuyan tek kişi bendim. Sabah kalktığımda herkes uykusuzluğundan bahsediyordu. Tuhaf bir şekilde rahattım. Heyecan adına hiçbir şey yaşamadım. Sakinlik biraz benim yapımda var sanırım.


Yarışmadan önce ünlü isimlerle tanıştın?. Hep televizyonlarda görmeye alışık olduğun isimlerle birlikte olmak nasıldı?


-Güneri Cıvaoğlu ile tanıştım. Zaten jüri üyesi idi. Çok nazik bir insandı. Çocukluğumdan beri hayranı olduğum ve kendime örnek aldığım Çağla Şikel’i tanıdım. Harika bir kadın. Etrafına ışıltılar saçan bir yıldızdan farksız. Çok alçak gönüllü. Hande Subaşı vardı. Dünya güzeli bir kadın tepeden tırnağa güzellik denen şey bu olmalı. Onlarla aynı çatı altında olmak müthişti.

Haberin Devamı

Artık hayatın eskisi gibi olmayacak. Gelecek seni korkutuyor mu? Geleceğini Almanya’mı, Türkiye'de mi görüyorsun?


-Korkum yok ama çok farklı bir hayatım olacağını sanmıyorum. En azından moda alanında eğitim almak istiyorum. En çok istediğim şey bu. Sanırım bunu da Türkiye’de yapacağım. Benim ünlü olmak gibi bir hayalim olmadı hiç. Ancak yapmak istediğim şey iyi bir modacı olmak. Bu konuda tanınmak hoşuma gider. Kim bilir belki bir gün hayranı olduğum insanları giydiririm.


Sen kendini Türkiye’ye mi Almanya'ya mı daha yakın hissediyorsun?


-Ben iki kültürlü büyüdüm. Almanya’da doğmuş, büyümüş bir Türk’üm. Kendimi iki tarafa da yakın hissediyorum. Bir yerde doğuyorum büyüyorum. Diğer tarafta daha farklı bir hayat yaşıyorum. İkisi de benim hayatımın vazgeçilmezleri. Ailem burada Almanya’da. Burası benim ikinci vatanım. Burada yılbaşını ve paskalyayı kutluyoruz. Ama kendi dinimin bayramlarını da ailemle kutluyorum. Tam entegre olmuş bir genç kız olarak yaşadığım bu ülkeyi seviyorum. Birçok akrabam ve kuzenim Türkiye’de yaşıyor. İki dilli yetiştim ben. Evde Türkçe okulda Almanca öğrendim. Bu nedenle bir tarafım Türk diğer tarafım Alman.

Haberin Devamı

Gazetelerde Almanya’da ayrımcılığa uğradığınla ilgili haberler çıktı?


-Hiçbiri gerçek değil. Burada kendi adıma hiç kötü bir olayla karşılaşmadım. Okul ve arkadaşlarımla ilgili hiçbir problem yaşamadım. Arkadaşlarımın çoğunluğunu Almanlar oluşturuyor. Şehir gençlik meclisinde görevli olan kız kardeşim Esra çok aktif ve çok sevilen biri. Biz bu sıkıntıları hiç yaşamadık.


Almanya'daki resmi kurum ve kuruluşların senin başarından haberdar oldu mu?


-Düsseldorf başkonsolosluğumuzdan arayıp tebrik ettiler. Eski belediye başkanımız Bernd Passmann bizzat tebrik etti. Solingen’in yerel gazeteleri çekim için geldiler. Güzel söyleşiler yaptık.


Bize 24 saatini nasıl geçirdiğini anlatır mısın? Ebru sabah kalktıktan sonra neler yapar?


-Genelde geç kalkarım. Düzenli olarak koşu yaparım. Plates yapıyorum. Anneme evde yardım ederim. Şimdilik çok farklı şeyler yapmıyorum. Hayatımı her normal genç kız gibi yaşıyorum. Arkadaşlarımla buluşuyorum. Gayet normal bir hayatım var benim.

Haberin Devamı

Annen ve kız kardeşin ile birlikte yaşıyorsun. İlişkileriniz nasıl? Birlikte neler yaparsınız?


-Biz birlikte yaşayan üç kadınız. İlişkilerimize gelince annemiz bizim en yakın arkadaşımız. Birlikte ev işleri, yemek yaparız. Onlar benim her şeyim. Kız kardeşime gelince o bizim Türkan Şoray'ımız. Evin neşe kaynağı. Bana nazaran o daha hareketlidir. Oldukça iyi anlaşırız. Bazen küçük krizler yaşadığımızda oluyor. Aramızda bir yaş var. Ama birbirimize tolerans göstermeyi öğrendik.


Annen yarışmaya girmeni istememiş, onu nasıl ikna ettin?


-Evet annem hiç istemedi. Hala bazı korkular yaşıyor. Ama ben ona okuluma devam edeceğime dair söz verdim ve bu sözümü her ne pahasına olursa olsun tutacağım.


Geldikten sonra okula gittiğinde öğretmenlerinin ve arkadaşlarının tepkisi nasıl oldu?


-Bana daha okula gitmeden hava alanında bir karşılama hazırlamışlardı. Okula ilk gittiğim gün beni pencerelerde karşıladılar. Öğretmenlerim beni kucakladılar. Çok sıcak bir karşılamaydı.


Şimdi önünde Güney Afrika’da yapılacak dünya güzellik yarışması var? Hazırlıklar ne aşamada?


-Yarışma Kasım ayında yapılacak. Onun öncesinde Türkiye'de jüri üyesi Hande Subaşı ve diğer kızlarla buluşacağım. Onlar bana yurt dışındaki yarışmalarla ilgili bilgiler verecekler. Tecrübelerini benimle paylaşacaklar. Buradaki kamp orada da tekrarlanacak. Anlayacağınız yoğun ve yorucu günler beni bekliyor.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!