Erasmus öğrencilerine kraliyet yumurtası

Öğrencilerine sabah kalvaltısında Galler Prensi Charles’ın çiftliğinden satın aldığı organik yumurtalardan ikram eden Özer, "Ben bu müesseseyi ’Çocuk okutacağım’ diye kurdum. Şimdi Allah beni hoca yaptı, kendim okutuyorum" dedi. Öğrenci değişim programı Erasmus kapsamında yurt dışında eğitim görmek için başvuran öğrenci sayısının yüzlere ulaştığını söyleyen işadamı Hüseyin Özer, sayıları 20’ye ulaşan öğrencileriyle Galler Prensi Charles’ın çiftliğinden satın aldığı organik yumurtalardan hazırladığı sabah kahvaltısında bir araya geldi.

Öğrencilerinin eğitimlerinin yanı sıra giyim ve yiyecek konusunda da destek olduğunu anlatan Özer, Türkiye’den başvuruda bulunan ütün öğrencilere yardımcı olmak istediğini ancak bunun mümkün olmadığını kaydetti.

Özer, şöyle konuştu:
"Bu müesseseyi ’çocuk okutacağım’ diye kurdum. Şimdi Allah beni hoca yaptı, kendim okutuyorum buraya gelen çocukları. Namımızı, şanımızı doymuş gelmişler. Talebesi çok meth edince hoca dahi gelmiş. Bu öğrencileri ben seçmiyorum. Bunları Allah gönderiyor. Allah, seçiyor gönderiyor. Hepsine bayılıyorum bunların. Benim seçme hakkım yok zaten, onlar beni seçiyor. Her başvuranı kabul ediyorduk. Ama şimdi kabul edemiyoruz çünkü çok fazla öğrencimiz oldu. Daha da gelecekler var. Sonbahara, kışa ve seneye bekliyoruz ama bu sene mümkün değil. Nasıl başa çıkacağımızı da bilmiyorum. İnşallah hep beraber gelecek talebelerle başa çıkarız. Bu çocuklar İngilizce öğrenmek istiyor. Bizim müşterimiz de tam orta sınıf. Üst sınıf kim? diye sorduklarında ise ‘Kraliçe’ derler. Bunlar düzgün İngilizce konuşuyor. Barlarda İngilizce öğrenilmez diye de uyarıyorum."

Londra’ya gelmek isteyen öğrencilerin acele etmemesini ve sıraya girmelerini söyleyen Özer, Londra’ya gelmek isteyen öğrencilerin, daha önce burada bulunan ve eğitimini tamamlayan öğrencilerle fikir alışverişinde bulunmalarını tavsiye etti.

DOKTORA ÖĞRENCİLERİNE ERASMUS FIRSATI
Çukurova Üniversitesi Muhasebe ve Finansman Anabilim Dalı doktora öğrencisi Korat Tuan, geçen yıl öğrenci arkadaşlarını buraya gönderdiklerini, son sınıf öğrencilerinden birinin Hüseyin Özer’e hayranlık ve övgüsünden etkilendiğini söyledi. Tuan, "Özellikle Hüseyin beyle tanışmak istedim. Doktora öğrencisi olduğum için de Erasmus programından faydalandım. Kültürel bir program. Bütün öğrencilerin eğitim ve öğrenim hayatı boyunca bir defa faydalandığı bir program. Bir öğrenim hakkı var bir de staj hakkı var. Öğrenim hakkımı ben İsveç’te tamamlamıştım. Staj hakkımı da İngiltere’de Hüseyin beyle tanışarak değerlendirme şansı buldum. Bu konuda kendimi şanslı sayıyorum. Sağolsun Hüseyin beyde bizi çok iyi karşıladı" dedi.

Doktora öğrencilerinin de Erasmus fırsatından yararlanabileceğini belirten Tuan, "Çukurova Üniversitesi bu konuda öncü bir üniversite konumunda. Erasmus’un bir öğrenim ve bir staj programı var. Öğrenci arkadaşların konusuyla ilgili bir işyerinde iş tecrübesi kazanması ve aynı zamanda gittiği ülkenin de kültürünü öğrenmesi açısından güzel bir program. Avrupa Birliği’nin desteğiyle gerçekleşiyor bu program. Gelmek için öncelikle öğrenci olmak lazım. Üniversitenin dış ilişkiler birimine başvuruyorsunuz. ’Genel basic düzeyde’ İngilizce sınavına giriyorsunuz. İngilizce puanından sonra sizin bir kurumla anlaşmanız lazım. Bu kurumda sağolsun Hüseyin Bey destek oluyor. Hemen evraklarınızı gönderiyor. O evraklarla birlikte konsolosluğa başvuruyorsunuz. Öğrenci sıfatıyla başvurulduğu için genelde vizeler hemen veriliyor. 3 ay boyunca kendi bölümünüzle ilgili bölümde o kurumda stajınızı gerçekleştiriyorsunuz" diye konuştu.

"A’DAN Z’YE HAYATIM DEĞİŞTİ"
Londra’da 3 aylık staj eğitimine başlayan Gazi Üniversitesi Çalışma Ekonomisi öğrencisi Duygu Çağlayan ise şöyle dedi: "Burada Hüseyin Özer’le birlikte çalışıyoruz. Hüseyin beyin de dediği gibi burada hayatı öğreniyoruz. Başka bir yerdeyiz. Hem yaşamayı hem de mutfakta ve restoranda çalışmayı öğreniyoruz." Londra’ya geldiğim için çok mutlu olduğunu söyleyen Çukurova Üniversitesi İşletme Fakültesi öğrencisi Ece Ekici ise, "Burada A’dan Z’ye birçok şey hayatımda değişti. İş tecrübesinin yanında kişisel gelişimi de düşünüyorum. Çekingenliği kenara attım ve özgüvenimiz kazandım. Gerektiği yerlerde müşterilerle de konuşuyor ve servis yapıyoruz. Sofrayı hazırlıyoruz. Birçok şeyi gerçekleştiriyoruz. Bunların hepsi bizim için bir avantaj" diye konuştu.

Türkiye dışına ilk defa çıktığını ve Londra’ya geldikleri ilk hafta zorlandıklarını söyleyen Ekici, herşeyin bir alışma evresi olduğunu ve bu evden sonra herşeyin yoluna girdiğini kaydetti. Çukurova Üniversitesi İşletme Fakültesi son sınıf öğrencisi Faik Hamza Bulut, çocuklarını yurtdışına göndermeye çekinen ailelere öneride bulunarak, şöyle dedi:

"Bazı aileler öğrencileri akıllarında şüphelerle yolluyor, ya da hiç göndermiyorlar. Londra büyük şehir. Zorluklar burada aslında sorun olmuyor. Buraya ilk defa gelen birisi kalacak yer bulduysa diğer öğrencilere mutlaka yardımcı olmaya çalışıyor. Bu şekilde de herkes bir birini kollayarak buralara kadar geliyor. Ne kadar zor olsa da bir ayı bitirdik çok şükür. Sofra restoranın farklı brançlarında çalışma imk?nı var. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen insanlarla tanışıyor ve onlara servis yapıyoruz. Hem İngilizce öğrenmek hem de yeni insanlarla tanışmak ve kendimizi geliştirmek açısından çok önemli ve yararlı bir yer. Büyük bir fırsat. Hem akademik açıdan hem de İngilizce öğrenmek açısından. Erasmus öğrencilerine özellikle Londra’yı tavsiye ederim."